Kayıtlar

2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Vovo Günlükleri - 6

14.03.18 23:15 Nereye gidiyor bu yol, sonunda ne var ölümden başka bir fikrin var mı? Benim fikrim son zamanlarda sadece yokluktan ibaret olmaya başladı. Sadece yok olacağız sanki. Amaçsızca yaşayıp saçma sapan korkularımızın altında pişmanlıklarımızla öleceğiz ve yok olacağız. Yolun sonu bundan ibaret sanki. Canım yanıyor bu gece, hatta gündüz bile canım yandı baya. Hislerim beni istemediğim yollara sürükleyecek gibi. İçim acıyor, eksiklik var çok fazla. Diğerleri gibi olmaya çalışıyorum lakin yapamıyorum. Ben ne düşüncelerime ne de kendime engel olamıyorum. İntihara doğru gidiyor aklım sürekli yada canımı yakmak istiyorum fiziksel manada. Kızgınlık var öfke var dolu dolu. Sebebine anlam veremiyorum. Saatlerce bağırmak istiyorum, ben içimden geldiği gibi ağlayabildiğim zamanları özledim. Yokluktayım sanki uzun dönem uyuşturucu kullanmışım gibi istiyorum. İstediğim şey uyuşturucu değil lakin ne olduğunu bende bilmiyorum nasıl tarif edilir artık emin değilim. Sarılmak istiyorum sank

Ne var ne yok

Resim
        Yaşayamadan ölüp gitmek, yaşarken ölüp gitmek. Ölmek kolay yaşayamayan içim, yaşamak zor ölümü bekleyen için. Sessiz sakin bir karanlığın içinde hapsolmak var ya da gürültü içinde yok olan bir benliğe hapsolup umutla yaşama sığınmak var. İleri gidemeyen hayatın içinde zamanla yaşlanıp sessiz sakince beklemek var. İç karartıcı gerçekliğin içinde boş boş beklemek... Gün doğarken kaybolan düşünceler gibi, sessizce içilen son sigaranın dumanı gibi sadece kendiliğinden erimek var. Her şey var ama hiçbir şey yok. Ne var ne yok? Ben varım, sen varsın bir de onlar var tabii. Unutmadan bir de bir zamanlar olanlar vardı, şimdi yoklar ama olsun. Kararmış gece bulutları arkasına gizlenen yıldızları da saymamak olmaz. Sessizlik var, şarkılar var, bir yerlerde uyuyan insanlar ve bir yerlerde uyuyamayan insanlar. Ne var ne yok? Mutluluk yok,  huzur yok, olmasını istediğin şeyler yok. Sadece bizler varız ama bizler de ne kadar varız? Bir yerlerde güzel kitaplar var, içinde var olan güzel insan

Vovo Günlükleri- 5

02.03.18 00:24        Çok yoruldum kendimden, insanlarla yakın olamayışımdan, yalnız kalışlarımdan. Sebepsiz hüzünlerle boğuşuyorum, sebepsiz sayılmazlar aslında kıskançlık var altında. Herkesin arkadaşlığını kıskanıyorum, ben neden onlar gibi olamıyorum sürekli dışarda kalıyorum merak ediyorum. Bence iyi biriydim, arkadaşlığım da güzeldi ama olmadı insanlar beni kendileri gibi görüp aralarına almadı. Ben çok yoruldum, sana yemin ederim bu ara üzerimdeki bu yorgunluk sözle telafi edilemeyecek kadar fazla. Kuş uçsa ağlıyorum ya da ağlamak istiyorum. Bilmiyorum, nasıl anlatacağım gerçekten bilmiyorum çok yoruldum ben. Kendi psikolojimin altında ezilmekten çok yoruldum. Sürekli şarkılara kaçıyorum ama sürekli aynı şarkılar var yenilerini de bulamıyorum. Hep çizmek istediğim bir resim vardı bu gün onu bitirdim lakin çok eksik var hep boşluk var, ondan dolayı da yarım hissediyorum kendimi. Özlediğim insanlar var bundan dolayı da yarımlık var üzerimde. İmkan olsa bile özlediğin insanla

Sadece İnsan

   İnsanız biz, insan gibi yaşar sonunda yalnız ölürüz. Nedir bu insan gibi yaşamak? İnsan nedir? İnsan bu dünyada kendi aklını kendi seviyesince en üstün düzeyde gören bir canlıdır. Tabi insanlar kendi içlerinde zeka farkı gösterir o ayrı, ama bizi diğer canlılardan ayıran tek şey yine biziz. Onlarla aynı kategoriye girmeyi kabul etmeyip hem onlar hemde dünya üzerinde en üstün düzeyde ve en üst düzey hakimiyete sahip olduğumuzu sanırız. Nasıl olsa hayvanlar ve bitkiler ( ve gözle göremediğimiz diğer canlılar) insan gibi algılayamaz, düşünemez ya sonuçta. Çok söylüyoruz ama bu insan gerçekte ne? Biyolojinin bize tanıttığı gibi bişey miyiz biz? Aslında biyoloji ve biyolojik kavramlarıda biz yarattık, ee sonuç ne olacak şimdi kendi yarattığımız kavramlar üzerinde kendi yüklediğimiz anlamlardan ibaretken hangi hakla her şeyin üstündeyiz? Neden durum böyleyken biz özeliz. İnançlar var şimdi ama o konuya girmek istemiyorum, herkesin inancı kendine sonuçta. Anlam bakımından konuşmayı seviyor

Vovo Günlükleri - 4

  25.01.18 01:11 Yorgunum, çok yorgunum. Uyusam geçer mi bilmiyorum. Ne kadar süre uyumam gerektiğini bilmiyorum. Sadece uzun bir süre uyumak istiyorum. Sürekli kendimle kurduğum düşünceler çok fazla yoruyor. Onu susturabilsem belki bu kadar fazla yorulmayacağım ama o olmazsa da çok yalnız hissedeceğim. Zor bir ayrımdayım ama seçim bana ait değil, denedim lakin onu susturamadım. Ne zaman susmasını istesem o daha fazla konuşmaya başladı. Alışma aşamasındayım ona ve söylediklerine artık alışmaya başladım. Mutlu ediyor yanımda olması. Sabah uyandığımda konuşuyor, gün içinde sürekli konuşuyor ve bana ait. Sadece benimle konuşuyor. Mutlu ediyor. İçimden geçen birçok şey var ama söze dökmeye gelince pek beceremiyorum, kusuruma bakma. Şu an içimdeki en fazla isteklerden birisi sevilmek istiyor oluşum. Ne yaparsam yapayım geçmiyor bu istek. İstediğim sevgi biraz normal dışı ve öyle biri olmayacağı için hep bir eksiklik yaşayacağım bu konuda. Bu gece anlatsam mı bilmiyorum. Lakin ben normal

Vovo Günlükleri -3

                                                                  20.01.18 02:16 Kocaman olmasa da bir nebzeden daha büyük bir boşluğa doğru yol kat ediyorum yine bu gece. Biraz hayal kırıklığı, biraz pişmanlık biraz da kızgınlık barındırıyorum içimde. Sebebi yok belki vardır ama şu an için yok. Kendimi bulma arayışlarındayım yine bu gece. Boşluğun içerisinde kendimi arıyorum. Kendime dair edinebileceğim her bilgi bence onu susturabilmem için bir fırsat. Ama minik bi korkumsa ya bana fırsat değil de ona fırsat ise düşüncesi. O bana dair daha çok şeyi fark ederse susturmam daha zorlaşır mı? Bilmiyorum yine her zamanki gibi. Sadece bi umut bendeki. Kapkaranlık bir gecenin en güzel saatlerindeyim. Sadece ben ve müziklerim var. İnsanlar uykuda ve kendi düşüncelerimi duyabildiğim saatlerdeyim. Gün içerisinde yaşadığım ani duygu krizleri ruh halimi fazla sık etkiliyor. Bi an kahkaha atarken aniden moralim yerlerde sürünüyor. Zor olan şeyi biliyorsun, çevremdekilere belli etmemeye çalışma

Vovo Günlükleri -2

  19.01.18 00:49   Yine fazlasıyla kurmaya devam ediyor. Bazen eğlendiriyor bazen deli ediyor. Kötü olan yanı ise kimseye anlatamayacağım. Anlatırım ben lakin o ne kadarına izin verirse. Hep eksik olacak. Kimse anlattığımdan fazlasını, hissettiklerimi anlayamayacak. Ne kadar yorulduğumu, zorlandığımı bilemeyecek. Gitmesini ister miyim sorusuna kesin bi cevabım yok aslında. O giderse ben yapayalnız kalacağım bana bir şeyler söyleyen kimse kalmayacak ya da hissettiklerim ile ilgili kimse bana bir şeyler anlatmayacak, insanları çözümlemek bu kadar basit olmayacak. Onun bana yararları var zararları olduğu kadar. Bazen sadece rüzgârda oturmak istiyorum, sessiz bir ortam istiyorum. Bazen kalabalığın arasına karışıp görünmez olmak istiyorum. Bazen sadece müzik istiyorum, rastgele öyle müzikler çalmalı ki düşüncelerimle beraber bütünleşmeli. Bazen sadece birinin bana sıkıca sarılmasını istiyorum. Susalım ama bana içten bir şekilde sarılmalı. Çoğu zaman içimde bi boşluk hissediyorum. Sank

Vovo Günlükleri -1

  18.01.18 19:23   Kelimeleri toparlamak zor oluyor. Aynı anda hem sana yazıp hem onu dinlemek çok zor. O sürekli konuşuyor dinlemeye kalksam ondan sonra yazayım dersem işim zor çünkü hiç susmuyor. Sadece uyurken duymuyorum onu. Bazen çok zor geliyor onu dinlemek bana, kaçmak için çözüm bulamıyorum onu duymamak istiyorum arada ama susmaz. Beynimin içinde…

Özlemek

  İnsanlar özlemeyi kişi bazında ele alıyorlar, yıllar geçse de birini unutamamanızın sebebi ona çok aşık olmanız değildir. Aslında birini neden özlüyorsunuz biliyor musunuz? Özlediğiniz o kişi değil o kişi yanınızdayken yaşadıklarınız, o kişi yanınızdayken olan çevreniz, o kişi yanınızdayken olan eviniz, o kişi yanınızdayken olan koltuğunuz, ya da o kişiyle beraber değer bulan nesneler, o yüzden bir insan başkasını özlemez aslında. Özlediği onun varlığında yaşayan kendidir. - MR. NOTHING

Konu Sen Ben Onlar

 Yok oldum ya da öyle olmayı seçtim işte. Var iken yok olmak aslında hepimizin sahip olduğu bi özellik lakin herbirimiz bunu kullanmayı tercih etmeyiz. Edenler genelde hayata bardağın boş tarafına bakarken seçerler bunu. Ben bunu uzun zamandır dolu taraftan bakarken de yapıyorum, ne bileyim eğlenceli geliyor biraz. Ne sıklıkla dolu tarafına bakarsın bardağın bilmiyorum. Aslında senide bilmiyorum sadece tanımadığım birine sorular sorup gelmeyecek cevapları bekliyorum. Her zaman böyleyimdir. Tanımadığım insanları tanıdıklarıma tercih ederim çoğu zaman sebebini bilmiyorum sadece bu daha iyiymiş gibi, sanırım tanıdıklarım tanıdığım zaman pişman olduklarım olduğundan. Senden konuşalım boşver beni zaten sana sorduklarım ve soracaklarım benim nasıl biri olduğumdan bahsedecektir sana. Bardakta kalmıştık bi dolu tarafı var bide boş tarafı işte bazende ağzına kadar dolu olan bardaklar olur bi damla taşıran hani. Var işte sonsuz çeşit bardak modeli görüyorsun, önemsediğim şey bardak değil bardağa

Soru(n)lar 1

  Bi soruyla geliyorum sana hazır ol iyi düşün.      Sence düşüncelerini, davranışlarını isteklerini falan düşün. Bunları içinden öyle geldiği içinmi yoksa öyle olması gerektiğini hissettiğin için mi şu anki haliyle sergiliyorsun? Anlatamadım tam kafamın içinde sormak istediğim şey açık ve net ama kelimelere gelince olmuyo, tekrar deniyorum. Düşüncelerin ya da davranışların bunları bi şekilde sergilersin ya da kendi içinde düşünürsün işte bunları sen istediğin için mi böyle düşünür yaparsın yoksa bunları böyle yapman gerektiğini hissettiğin için (alışkanlıklar, olması gerektiği gibi davranışlar sergilemek vs.) mi öyle yaparsın? Cevap bulamıyorum. Bana "eğer yaptığında için rahatsa içinden geldiği içindir" deme sakın, düşüncelerine yorumlarına fikirlerine ihtiyacım var bu soruyu açabilmem için.

" Aşk Olsun "

 Anlatamadığım her şey yeni bir acıya dönüşürken, acılarımı görmeden tanıyan ve kalplerinde bu yere benzeyen bir 'yer'imin olduğu o insanlar ise burdan çok uzak. Ve ben tüm bunları o uzak yerden yazıyorum. Hepsine yeniden uzağım. Hepsine yeniden yakınım. Kelimelerim, bulduğum yerde yitirdiğim ümitlerim benim, siz ne kadar izin verirseniz, o kadar seviliyorum, gülüyorum, yaşıyorum. 'Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman Bir kaza olsa Adı aşk oluyor artık' -Beyza Öztürk

" Sen "

 Seninle yaşadığım her anı, birlikte olduğumuz son anmış gibi  yaşıyorum. Beni güzel bir yere götürdüğünde, yüzümü her zaman yaptığın gibi okşadığında, sanki çok güzelmişim gibi o muazzam bakışınla kalbimi kırdığında, ve her sevişmemizde... Ağlamam bundan. Sen hep başka sebepler arardın. Seni nasıl sevdiğimi gizlemek için elimden geleni yaptım. Ama her seferinde sensiz nefes alamadığımı hissettin ve bu zayıflık beni sana katlanılmaz gösterdi. Buna rağmen, seni daha az sevmek istemiyorum. Bu hayatta sahip olduğum bir meziyet varsa, o da bir insanı böyle dolu dolu, kendinden geçerek, defalarca kendinden geçerek, sevebileceğin en güzel boyutta sevmek. Herkesin kaçtığı, korktuğu bu sevme biçimi sadece bana ait. Ben, aşk istiyorum. 'Cesurca sevmek' istiyorum. Ama sen, seni sevmeme hiçbir zaman izin vermedin. Geriye ne kaldı? Hep aynı yalnızlık. Ama güzel. Acı verecek kadar güzel. - Beyza Öztürk

" Kayıp ya da Kayıplarda "

 İnsanlar arasında kendimi bu kadar değersiz, küçük görmeme rağmen insanların dediklerinden nasıl bu kadar kolay alınıp onlara kırılabiliyorum? Eğer kendime saygım yoksa insanların da bana saygı duymasını bekleyemem. İstediklerini söyleyebilirler, iyi ya da kötü. Bu zamana kadar hep yargılandım, en az her insan kadar... Yoruldum demekten yoruldum. Kelimeler bazen en büyük düşmanım benim. Kaçıyorlar, istemiyorlar beni. Bu yüzden onları suçlamakta haksız mıyım? Ben, kendini anlatabilmek için can atan ben bu elindeki kelimelerle ne yapacağını bilmiyor, hatta çoğu zaman onlarla rezil rüsva ediyor kendini. Yalnızca okuduklarımda değil, kendi cümlelerimde de istiyorum onları. Daha fazla kitapların arkasına sığınıp istediklerimi onlarla söyleyemem. Yapamam bunu. Hep aynı şarkıları dinliyorum. Hep aynı şarkıları söylüyorum. Hep. Hep. Nedir bu kendini anlatma çabası? Üzüntümün kimseye bir faydası yok, yalnızlığım kimseyi ilgilendirmiyor. Herkes kendi hayatının derdinde. Anlayamıyorum bunu. Anla

İhtiyaç Listesi

Bu bir ihtiyaç listesi olacak neyi neden istediğimizin bi listesi, açıklamalı olarak ele alalım haldi bunları. İlk olarak listemize arkadaş ekliyoruz. Her insanın mutlaka bir arkadaşa ihtiyacı vardır bazılarımızın çok fazla arkadaşı olabilir bazılarımızın ise sadece bir iki belkide bir elin beş parmağını geçmez. Ama mutlaka bi tane de olsa arkadaşa ihtiyacımız vardır konuşabilmek için, gülebilmek için, ağlayabilmek ya da susabilmek için. Çünkü yanındayken güvende hissederiz birinin yanımızda olduğunu bilmek güzel birşey. Acaba listeye ilk önce güvenle mi başlasaydık bilmiyorum sonuçta arkadaşın olacak kişiye güvenmelisin bir noktada, tamam bazen saçma arkadaşlıklar da oluyor güven olmasa da  olur yan yana geldiğiniz zaman gülüp eğlenseniz yeter sırrınızı yada kendinizi açmak zorunda değilsinizdir. Ama "arkadaş" var birde arkdş var yani. Güven önemli, yanında sadece susacak bile olsan bu güvendiğin biri olmalı. Bazılarımız o kadar güvensizdir ki bu paranoyaklık seviyesine bi

Olamayan koca bir duvar varmış

       Gece yarısını geçeli biraz oldu, karanlıkla çöken uyku hali çevremdekileri dağıttı odalarına doğru. Yeterince sessiz değil ama karanlık sevdiğim halinde. Bi his var gece gibi içimi karartan, kabus görmeye yeni başlamışım gibi, sanki kabusun tam içine yeni düşmüşüm gibi. Korkuyla karışık. Korkacak hiçbir şey yok aslında ama kaynağı bulamıyorum, bi korku var ama bu korkunun bi açıklaması yok. Normalde insanlar neyden korktuklarını bilirler mesela bi olay yaşanır sonuçlarından korkarlar ya da istemedikleri şeylerle yüzleşme ihtimalleri olur bundan korkarlar ama ben bu korkuyu bir sebebe bağlayamıyorum. Korkmam gereken bi sebep yok. Huzursuzum ve yalnız hissediyorum. Önceden bu kadar yalnız hissetmezdim çünkü kafamdaki sesler hiç susmazdı, sürekli olarak kafamda konuşmalar, diyaloglar döner dururdu. Şimdi hepsi yok oldu ve bu kadar sessizlik beni korkutuyo olabilirde. Her an bi şey olacak ya da olması gereken şeyler olmuyormuş gibi, birileriyle konuşmam gerekiyo ama kimseyle konuşam

Çürümek

  Her şey çürüyor canım kardeşim bu dünyada Hatıralar bile O hatıralar ki kafatasından muhkem bir yerde saklıdırlar O hatıralar ki tüyden hafif Gök mavisinden duru Etten kemikten uzaktırlar O hatıralar ki Bambaşka bir zaman içre yaşar dururlar Gel demeden gelir Git demeden giderler Nur topu gibi açıldıkları olur bazan Sonra sızım sızım sızlarlar Her şey çözülüp gidiyor bu dünyada Bir biri içinde Bir biri peşi sıra Bir tad dudakta Bir ses kulakta Sen toprakta çürürsün canım kardeşim Ben ayakta Bedri Rahmi EYUBOĞLU

Boşluk Doldurma

     Eğitici oyunlar arasında sevilen bir tür boşluk doldurma. Hafıza güçlendirir, yararlıdır lakin bizim konumuz pek bu değil. Kelimeyi anlam olarak değilde işlev olarak ele alalım istedim. Biraz yetişkinler arasındaki işlevinden bahsetmek daha iş görür gibi sanırım. Farkına varmak için bu konuyu seçtim aslında birazda. Hayatımızda çok fazla kullanıyoruz bunu, sürekli olarak boşluğunu hissettiğimiz  şeylerin ya da anlam veremediğimiz ama hissettiğimiz boşlukların yerini doldurmak için bir başka şeylerle uğraşırız. Yalnızlığımızı kapatmak için kitaplar okuruz, duygularımızı ifade edemediğimiz zamanlar şarkılara sığınırız, neşemizi tek başına dışarı vuramadığımız için bir başkaları ile beraber paylaşırız ve duruma göre bunu kutlar veya bununla mutluluğumuzu paylaşırız. Sürekli olarak kendi başımıza eyleme geçiremediğimiz şeyleri insanlarla ya da nesnelerle ya da nakarat - cümlelerle paylaşır vurgularız. Bazı oyunlar büyüdükçe hayatımızda yer eder, bazı şeyler kendi başına anlam ifade et

Aforizmalar V7 - Johan Wolfgang Goethe

     Ne kadar bilge düşünce varsa, hepsi daha önce binlerce kez düşünülmüştür; düşünceleri gerçekten kendimizin kılmak istiyorsak, onları kişisel yaşantımızda kök salmalarını sağlayıncaya dek, tüm dürüstlüğümüzle yeniden düşünmemiz gerekir.

Yalnız Kalmalı

     Yalnız kalmak gerekir bazen.. Yaptıklarının doğru olup olmadığını daha iyi anlamak için yalnızlık biraz... Kimler için nelerden geçtiğini iyice düşünüp bunlara sahiden değebildiklerini anlamak gerek... Içinden sağ çıkamayacağimiz bu hayatı daha güzel yaşamak uğruna neler yapabileceğimiz hakkında ancak yalnız kalınca mantıklı kararlar veririz. Çoğu insan yalnızlıktan korkar ama şunun farkına varmaz. Yalnızlıktan korkan biri aslında kendinden korkuyordur... Çünkü yalnızlık kendinle yüzleşmektir... yanlış tercihlerini, sana iyi gelen insanları, üzüntüne neden olanları, başını yastığa yalnız koyduğunda anlarsın... Bazen yalnız kalıp kendinle konuşman gerek, yüreğinin sesine kulak ver, bunu sadece yalnız kaldığında başarırsın, yalnızlık iyidir sev onu... MR. NOTHING

Aforizmalar V6 - Carl Sagan

     Gerçek bir bilim adamı "evet, bu gerçekten güzel bir argüman, ben hatalıyım" deyip, sonra fikrini değiştirir. Bu olması gerektiği kadar sık olmaz, çünkü bilim adamları da insandır. Buna benzer bir olgunluğun siyasette veya dinde en son ne zaman gerçekleştiğini hatırlamıyorum.

Aforizmalar V5 - Mina Urgan

     İntihar eden insan, bilinçli ya da bilinçsiz çevresini suçlar. "Beni anlamadınız, bana yardım etmediniz" der. Onu sevenler de, kendilerini sorgular. "O gün şöyle demeyecektim, şu gün onu aramam gerekirdi.". İntihar edenler, yalnız kendilerini değil, onları sevenleri de öldürür. Kaldı ki, kendini öldürmek kolaydır, asıl zor olan, binbir felâket arasında, rezil olmadan yaşamaktır.

Aforizmalar V4 - Platon

     ... her kılığa girmesini, her şeyi ustaca taklit etmesini bilen bir adam bizim topluma gelip de şiirlerini halkın önünde söylemek isterse, bu kutsal, bu eşsiz, bu tadına doyulmaz şairin önünde saygıyla eğilir, deriz ki: Bizim ülkemizde senin cinsinden insanlar yok, olması da yasak. Böylece başına kokular sürer, çelenkler takar, onu başka bir ülkeye yollarız.       Bizler sadece kendimiz için doğmadık aynı zamanda varlığımızın bir parçası olan ülkemize, bir parçası ailemize, bir parçası da dostlarımıza aittir. Ancak en büyük parça yaşamın karşımıza çıkardığı durumlar için harcanmalıdır.      Geleceği düşünmek önemli bir ödevdir. Sıradan insanların bazıları doğla kanunlar nedeniyle buna katlanamıyorlar. Diğer yandan en iyiler, gelecekteki insanlar tarafından güzel bir şekilde anılmak için ellerinden geleni yapıyorlar.

Farklar & Farklılıklar

     Farkılıklar, bütünümüzü birbirimizden ayıran parçalarımız. Her insan kendinde bir parça farklılık bulur bazende hisseder. Ne olduğunu bilemediğin bir şey vardır bazen. Kendi özel yeteneğin ya da düşüncelerin. Bazen herkesten farklı düşünce sistemine sahipsindir, bazen hislerin o kadar kuvvetlidir ki bir olayın aklından geçmesi demek senin için önlem almanı gerektiren şeyler olduğunu anlamana yardım eder. Bazen farklılığın bunlar gibi değildir, insanlara ayak uyduramazsın. Aslında her şeyi anlarsın ve görürsün ama bunlara katılamazsın senin için tarifi imkansız bi rahatsızlık hissi yaratır bu gibi durumlar. Onlar gibi olursan kendine haksızlık edeceksin, kendin gibi olursan da yalnız kalacaksın - Sahte arkadaşlıklar biriktireceğine yalnız kalırım diyeceksin ama bi süre sonra sende insansın yalnız olmak istemeyeceksin biliyosun gurur yapıp yalnız kalırım ne olacak deme , insanız olmuyo biliyoruz -. Aslında farklılıklar güzeldir. Seni diğerlerinden ayıran tarafın farklılığındır. Uyu

Aforizmalar V3 - Francis Bacon

     *Bizi güçlü yapan yediklerini yediklerimiz değil, hazmettiklermizdir. Bizi zengin yapan kazandıklarımız değil, muhafaza ettiklerimizdir. Bizi bilgili yapan okuduklarımız değil kafamıza yerleştirdiklerimizdir.*   ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------      *İnsanın yaradılışı öç almaya çok yakın olmakla birlikte, yasaların kökten söküp atmaları gereken vahşi bir adalettir öç; ilk işlenen haksızlık, yasalara karşı gelmedir ama bu haksızlığın öcünü almaya kalkışmak da  yasayı hiçe saymaktır.*   ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------      *İcatların gücü, erdemi ve sonuçlarını incelemek iyidir ve bunların en bariz görüneceği alanlarda, eskilerin bilmediği ve kökenleri yakın zamanda ait olsa da belirsiz ve muğlak olan şu üç alandır: matbaa, barut ve mıknatıs. Bu üçü dünyada her şeyin çehresi ve durumunu değiştirmiştir.*   -MrC

Bir Başlangıcın Hikayesi - Part 4

     Söz verdiğim gibi bu hafta seninleyim.        İçi yiyecek dolu çantamız taksici abiyle gidince alışveriş yapmak zorunda kalmıştık, neyse ki cüzdanı kendisindeydi. Ertesi gün taksici abiyi aradık. Çantamızı kayıp eşyaya koyduğunu ordan alabileceğimizi söyledi. Metro istasyonundan AŞTİ'ye gidecektik. Kendimize istasyondan kart çıkarttırıp görevliye AŞTİ'ye nasıl gidebileceğimizi sorduk. Bize Kızılay'dan çıkmadan Ankaray'a binmemiz gerektiğini bu sayede tekrar kart basmamızın gerekmediğini söyledi, bizde öyle yaptık. Metrodan sonra Ankaray'da hangi yöne gideceğimizi bulamadık, bulamadığımızı da belli etmediğimizi düşünüyorduk ki bir amca bize doğru yaklaşıp ne tarafa gideceğimizi sordu ve bize onunda o yöne gideceğini onu takip edebileceğimizi söyledi. Biz yine bize denileni yaptık :)). İnsan içine çıktığımda ilk düşündüğüm şeyler Ankara insanının yardımsever oluşu, hala da öyle düşünürüm. Terminal'den çantamızı aldık. Taksici abiyi görüp selam verip kalan

Aforizmalar V2 - Bertrant Russell

     *Eğer ben Dünya ve Mars arasında eliptik bir yörüngede güneşin etrafında dönen Çin seramiği bir çaydanlık olduğunu öne sürseydim ve bu çaydanlığın en güçlü teleskoplarınızla bile tespit edilemeyecek kadar küçük olduğunu ekleyecek kadar da dikkatli olsaydım, kimse bu görüşün tersini kanıtlayamazdı. Ama devam edip de bu savımı yanlışlanamaz nitelikte oluşundan dolayı insan aklının ondan kuşku duymasının kabul edilemez bir küstahlık olacağını söyleseydim, herkes haklı olarak saçmaladığımı düşünürdü. Ancak böyle bir çaydanlığın varlığı eski kitaplarca onaylansaydı, her Pazar günü kilisede kutsal gerçeklik olarak öğretilseydi ve okullarda çocukların beynine kazınsaydı, onun varlığından kuşku duymak bir gariplik belirtisi olarak görülür ve o kuşkuyu duyan kişiye yakınçağda bir ruh doktoruyla ya da daha önceki çağlarda bir Engizisyon yargıcıyla blue randevu alınırdı.*   -MrC

Bir Başlangıcın hikayesi - Part 3

     Ben geldiiiiiiiiimmmmm       1500 kere anlattım ki ben senaryo kurmayı seven biriyim ve olayımıza geri dönecek olursam en son bizi alan şoförü tarif etmiştim, şoför bizi 4 bavulla görünce nerden geldiğimizi, ne için geldiğimizi, kalacak yerimizin olup olmadığını, paramızın ne kadar olduğunu ve bunun gibi sorular sordu. O sordukça ben korkuyor ve kafamda senaryolar kuruyordum, bizi kesecek, paramızı alacak, tecavüz edecek diye .d  Yiğido'ya içimden küfürler ediyordum çünkü her şeyi cevaplıyordu, boşboğaz. Yol boyunca muhabbet ettik ve ben yavaş yavaş ben korkmayı bırakmış sohbet ediyor olmuştum.O kadar iyi anlaşmıştık ki şoför hem araba sürüyor hem de bize sahibinden de ev bakıyordu. Çok zorlandı çünkü evli değildik. Hatta bizi günlük ev arıyor sanıp Yiğido'ya kızı"kaçırdın mı?" gibi sorular soruyordu .d Bizi yol boyunca farklı emlakçılara götürdü, ev aradı. İlişkisinden bahsetti tavsiyeler istedi şimdi anlı

Aforizmalar V1 - Baruch Spinoza

     Bir hükümet söz özgürlüğü ne kadar kısmaya çalışırsa, ona o kadar karşı konur; bu karşı çıkış elbette açıkgözlülerce değil, iyi eğitimin, sağlam ahlakın ve erdemin daha özgür yaptığı kişilerce olur. Hakikat diye inandıkları görüşlerin, yasaklara karşı suç olarak kabul edilmeleri kadar insanların hoş göremeyecekleri şey yoktur. Bu gibi durumlarda, yasalar nefretle bakmayı ve hükümete karşı elinden geleni yapmayı saygıdeğer hareketler olarak düşünürler.  --------------------------------------------------------------------

Savaşlar

     Savaşmak genel olarak toplumlar arası çatışmalar olurken normal şartlarda bireyler arası rekabetinde bir diğer adı olabiliyor. Tabi bizim ilgi alanımız bir tık daha özele geçiyor, tek kişilik savaşlar. Bireyler arası olmak yerine bireyin kendi içinde kendisine karşı verdiği savaşı konu alıyoruz. Neden dersen eğer sebebim açık bireyler veya toplumlar arası savaşların sebebi genelde tek bir sebepten yada sebeplerin birleşiminden kaynaklanır, çıkar çatışmalarından kaynaklanır. Peki sence bir kişinin kendi ile olan savaşının sebebi nedir? Kendi çıkarlarıyla çatıştığı için mi yoksa belli başlı sebepleri olduğu için mi ya da nedenleri? Senin kendi içinde verdiğin savaşlarda anladığım kadarıyla şu ana kadar sen galip çıkmışsın. Yıkıntıların vardır mutlaka yaralarında, ama şuan sen bunu okurken dikkatini çekmek istediğim şey ise şuana kadar "" sen " kazanmışsın " bunu fark et. Zorlandın, berbat şeylere tanık oldun, kendi içinde anlam arayışlarına tutuldun, insanları

Bir Başlangıcın hikayesi - Part 2

     Eveet uzun bir aradan sonra tekrar geri döndüm tembellik ettim sanırım  bir daha böyle bir şeyin olmayacağını umarak devam ediyorum. Yazıların uzun olması sıkabilir diyerek bundan sonra biraz daha kısa tutmaya çalışacağım :).       Nerde kalmıştık :)).        Yiğido bir arkadaşını bulmuştu ve arkadaşı hızlıca yalanımıza ortak olmayı kabul etmişti.  Yiğido'nun ailesini bir son dakika işi olduğuna bu yüzden yiğido'dan farklı bir yerde bineceğine ikna etmişti, ben ise korkuyordum çünkü fazlaca abartan ve kafasında türlü senaryolar kuran biriydim, o an düşündüklerim ise ailesinin inanmayıp bizi takip edeceği yakalayıp ağzımıza neyse... Yiğido bindi ve benim olduğum istasyona geldi, elimde biri büyük iki valizle bir macera başlamıştı benim için. Yol boyunca korktum, geri dönmek istedim ama bi yanım hep devam etmem gerektiğini söyledi. Ev bulamazsak bankta uyuyabilir miyiz diye konuştuk hep, o an mantıklı gelmişti ama şu an tam bir saçmalık olduğunu anlıyorum. Ankara artı

Kısa Düşünce

Hayat bir labirenttir, bazı insanlar tüm hayatını bir çıkış yolu arayarak geçirir ama tek yol vardır, oda insanı daha derine gömer, tam ortaya varana kadar bunu anlayamazsın, ölümü ancak kabullenebilirsin o zamana kadar her gün doğru kararlar verip vermediğini sorgulaman gerekir.      MR.NOTHİNG

Kaybolan 'Şey'ler

Kaybetmek, kelimeleri anlamlarına kadar kaybetmek. Bir an geliyor bakıyorsun ilk defa bakıyormuşçasına bakıyorsun her şeye. Anlam yok, düzen yada kaosta yok. Bakıyorsun ama pek birşey gördüğün yok. Mesela bu yazıyı okumak için telefona bakıyorsun sonra birden bir şeyler oluyor telefon sadece metalden bir kalıba dönüşüyor. İçerisinden ışıklar çıkan ve üzerinde şekiller olan cam bir ekran var karşında hatta ekran kelimesini de at, elinde tuttuğun metalin üzerinde bir cam ve o camın içinden çıkan ışıklar var sadece. Her şey anlamını yitirmiş. Kafanı kaldırıyorsun bu sefer bulunduğun ortamda ve karşına çıkan ilk şeye bakıyorsun. Ney o? Boş bir yol ya da dolu fark eder mi, gördüğün tek şey çizgiler ve renkler. Ne amacı kalmış ne anlamı gördüklerinin. Sesler var tamam ama o ses her zamanki ses değil duyduğun sanki yokmuşçasına var.      Neler oluyor? Neden her şey sadece renkler ve çizgilerden ibaret oluyor, sana noluyor, neden kendini sanki kocaman boş bir alanın içinde varmışçasına yo

Öfkeli Bu İnsanlar

Bu defa hiddetli bir konuya dalış yapıyoruz, öfke. Öfke nedir demiycem tabiki zaten bunun ne demek olduğunu en iyi sen bilirsin ben söyleyemem. Ben daha çok içsel kısımları konuşalım istiyorum. Duyduğun öfkeyi düşün, aslında karşındaki insana mı yoksa kendine mi duyuyorsun bunu düşün. Farkında olmadan aslında birçok kere kendine duyduğun öfkelerin farkına ne sıklıkla vardığını düşün. İçinden atamadığın o isyanların, sana karşı yapılan hatalar, söylenen şeyler bunları bi düşün. Bunları sana yaptıkları için mi onlara kızgınsın yoksa bunları sana yapmalarına izin verdiğin için aslında kendine mi öfkelisin? Nasıl ayırt edeceksin o an bunu biliyor musun peki? Önemli olan şey aslında duyduğun, hissettiğin o öfke var ya (çoğu zaman) aslında sadece o an hissettiğin acıdan ibaret. Daha sonrasında aynı olayları tekrar hatırla aynı öfkeyi duymayacaksın illaki sinirlendiğin olacak ama aynı his, aynı kriz ve o an yapmak istediğin şeyler birebir sana aynı şekilde hissettirmeyecek. Aslında çok acı

Anlamsız Anlamlar

Zihinsel karanlıklar düşmüş içine, kendini hissettiklerinle tanımlamak bile zor. Anlam yok, anlaşılmak yok. Zaten anlattıklarını hissettiklerinle beraber asla anlayamayacaklar. Hissettiklerini sen anlatabilecek misin sanki? Soru mu buda! Sessiz, çok sessiz çığlıklar dolu etraf. Baş ağrıtan bu sessizlik kocaman bi' kaos yaratmış, tüm düzen yerle bir olmuş, sözcükler anlamını yitirmiş ve zaten hislerin canı cehenneme!. Karmaşık her şey. Ne de güzel karanlıklarımız var. Anlam dahi yükleyemediğimiz berbat güzel karanlıklar. Bağırsana, içinden geçen o tüm isyanlarını sesin kısılana kadar bağır. Ne değişecek? Kim duyacak seni? Sadece adın değişecek, sana deli ya da farklı biraz o diyecekler. Anlattıklarını anlamadıkları zaman insalar sana farklı bi gözle bakar hep. Normal gibi davranırlar ama içeride sana bakışları ve seni yorumlayışları her zaman değişir. Bunu anlaman için azıcık zamana ihtiyacın olacak sadece. Sabret her şeyi anlayacaksın zaten. Anladıkların ise aslında o kadar anlamsı

Bir Başlangıcın hikayesi - Part 1

    Herkes için bir dönüm noktası vardır sonuçta bizler duygusal varlıklarız. İyi yönde de hayatımız değişebilir kötü yönde de. Farklı olaylarla insanların hayatı değişebiliyor. Bu sevdiğin birini kaybetmek de olabilir çok istediğin bir şeye ulaşmakta. Benim hikayem tabiki böyle başlamadı ama bu bir özgürlük hikayesi. Biz lise son öğrencileriydik, hiç ders çalışmadan bir yerlere gelmek isteyen tembel öğrenciler. Hepimizin belirli bir zeka seviyesi vardı yani ders çalışmadan yüksek not ya da geçerli not alabilen tiplerdik. Yiğido (sevgilim) , Kırmızı (kankam) , Keriz (kankam) ve  Keko (ben) :) . Bizim aslında birlikte aynı evde kalmak gibi bir niyetimiz yoktu, bu hikayede tam olarak spontane gelişmişti. Üniversite sınavı yapılmış ve düşük puan almıştım yani çokta bi gidebileceğim yer yoktu. Kendimden kısaca bahsetmek istersem, eğitim hayatımla ilgili eğer üstüme bir umutsuzluk çökmüşse benim işim bitmiştir. Öğretmenin haberi olamadan öğretmene küsmeler, yapmayacağım nasıl olsa düşük a

Kimlik- Benlik Sorunsalı

    Bu gün konumuz kimliklerimiz olsun. Bu bir kart parçası olandan bahsetmiyorum, görünmeyen ve seni sen yapan kimliğin var ya ondan bahsedelim. Neleri seversin? Nasıl bir tarzın var? Kitap okur musun? Akıllı bir deli misin yoksa biraz saflık var mı? Seni sen yapan şey nedir bunu bana anlatabilir misin? Düşünüyorum bir insan gerçekte kendisini nasıl tanır diye ama çok fazla bir fikre sahip değilim, olamıyorum. Sürekli değişen varlıklar olarak kendimizi tanımak mümkün mü gerçekten? Müzik zevkleri mesela. Bir insan hatta her insan müzik dinler. Bu evrende yazılı olmayan kanunlardan birisidir. Ne tarz müzik dinlersin mesela bunu merak ediyorum. Pop, rap, arabesk, beste, türkü, rock bunları türler olarak yazsak bi sonu gelmez bence çünkü her geçen gün yeni bir tarz çıkıyor ve buda bizler gibi sabit değil. Aslında bakarsan bizlerde bu konuda sabit değiliz. Ruh halimiz, kendimiz nasıl hissediyorsak o tarz müzik dinleriz kendimizi kötü hissederiz daha kötü hissetmek için ağır şarkılar dinler