Kayıtlar

Ekim, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Tuz

bazı şeyler yıkanarak geçmez hayatım orada kalan izleri temizlemek zor olur herkes anlayamasa da aynı izlere sahip kişiler bakışları ile o izleri doldurur --Ayaşık

Kovalamaca

Doğmayan güneşimi bekliyorum, soğuk ayazımda ellerimi ovuşturarak ısıtıyorum. Yokluğunda esiyor soğuktan rüzgar, deliyor benliğimi, korkuyorum. İçimde üşürsen diye kapatıyorum kalan tek düğmesini paltomun. Ateşe yaklaşıyorum, etrafım sessiz, ben içinde ufak bir ışık parçası üşümüş nefesimi görüyorum, buğulu gözlüklerimden hissetmiyorum ayaklarımı, kafam bulanık . Ateş dans ediyor gözlerime, sanki çıtırtılarla irkiliyorum. Ateş mesaj veriyor gibi, birileri var. Arıyor beni. kaçmalıyım, kurtulmalıyım onlardan. Yakalanırsam sonu olmayan ızdıraba çıkamam. Bir daha güneşe, karanlıklara teslim olamam. Büyük bir labirentte kobay gibiyim. Her geçtiğim köşe tanıdık fakat her gelişim bir ilk gibi, yolumu kaybetmişim. Üstelik kovalanıyorum.  --Ayaşık

Panik-Atak

Resim
 Ufak bi nefes daralması peşi sıra tedirginlik yükledi. Farkında olmadan uyuşan ellerine baktı gözleri ve zihni o an ufak çaplı olarak başladı boşalmaya. Boşaldı, duruldu, sakinleşti kendi kendine. Anlam veremedi gördüğ şeylere oysaki sadece elleri vardı karşısında. Derin bir nefes... Parmakları hareket ediyor, karıncalanma hareket karşısında azalmak yerine git gide güçleniyo. Ellerine bakarken sanki onlar ona ait değilmiş gibi geliyo, yabancılaşma. Aslında tandığı bi his çünkü çoğu zaman kendini hep yabancı hisseder her ortamda. Herneyse sadece boş zihninde gezen ufak karıncalanma elleriyle berbaer bir bütün oluşturuyor. Anlamsız bir bütünleme, ne hoş. Yavaşça ellerini hareket ettirmeye devam ediyo, daralan nefesini görmezden gelerek buna devam ediyo. Lanet his... Hala zihni yaşadığı hissi idrak etmeye çalışırken yavaşca elleri kasılmaya başlıyo. Neden ufak bir karıncalanma bu kadar şiddetli iğnelenmelere dönmeye başladı birden bire? Nefes, hızlıca sanki ciğerlerinden kaçmaya çalışıyo