Kayıtlar

Ocak, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kafasının içindeki diğer kafa

Resim
      Kafasının içinde (bir adet daha) kendisinden bulunan bir hayalkırıklığı var.  Sesi çıkmaz ama sesi gür.  Kafasının içindeki diğer kafa onu kafasından atması için ona baskı yapıyor, nasıl olacak bu iş! Korkutucu, öfkeli ve baskın olan kafasının içindeki kafası olan, hayalkırıklığına uyguladığı düşsel şiddeti önemsizce sürdürmeye devam ediyor.  Hayalkırıklığı  ise onu duymazdan gelerek kendi mücadelesine o yok'muşçasına devam etmeye çalışıyor ama son aşamalara gelmiş aslında, devam edemiyor, sadece bunu yeni fark etmeye başlamış. Hayalkırıklığı kafasının içindekine sesleniyor " bi sus artık insanlar bizi deli sanacak!". Kafasının içindeki ona gülüyor ve "niye susayım ki, sen kendini çok mu akıllı sanıyorsun?" diye sorunca hayalkırıklığı donup kalıyor. Bu süreçten sonra hayaklırıklığı o yok'muşçasına verdiği mücadeleyi bi kenara atmaya karar veriyor ve artık verdiği tek mücadele kafasının içindekiyle oluyor. Artık "yok olmadığım sürece onun dışındaki

Bunalım üzerine

Resim
Başlığa bi anlam veremedim, neden böyle yazıdım bilemedim..      Fazla gürültünün içinde çok sessiz kalıyorum, başım ağrıyor birazda ama halledicem. Hadi kitap okuyalım diye başladığım kitabın bir aydır 200. sayfasına anca geldim neyse ki kitap güzel ve kendime bahanem "çabuk bitmesin diye yavaş okuyorum" oldu. Bi kaç dizi var başladığım aceba onlar içinde mi aynı bahaneyi kullansam, bilemedim. Ben bunu severim diye başladığım her iş elimde kaldı biraz, birazcık. Sorun yok onu da akşama hallederiz diyesim var. Kendimi palyaço hikayesindeki palyaçoya benzetiyorum. "Palyaçocunun teki herkesi çok güldürürmüş ama kendisi özünde hiç mutlu değilmiş, gülemezmiş. Bi gün doktora gitmiş ve doktor ona herkesi çok güldüren bi palyaçodan bahsetmiş, ona git demiş." Palyaço gerçekten ona ben o'yum demiş mi dememiş mi bilmiyorum ama bildiğim tek şey o an onun hissettiği o kırıklığı baya uzun bi zamandır hissediyorum. Bu hikayeye zaten hep üzülmüştüm, neyse.       Deli gibi konu

ARTIK YAŞAMAK İSTEMİYORUM...

Resim
  artık yaşamak istemiyorum... onların istediği gibi yaşamak istemiyorum... normal bir insan olmaya zorladılar, bana boş yere vakit kaybettirdiler. olmayınca da anormal dediler. başkalarının yaptıklarını silmeye çalıştım, mürekkeple yazmışlar; oysa ben kurşun kalem silgisiydim, azaldığımla kaldım. kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asamadım; kötü yaşarım korkusuyla... hiç yaşayamadım. en kötüsü, hayır demeyi öğrenemedim. yemeğe kal, dediler: kaldım. oysa, kalınmaz. onlar biraz ısrar ederler; sen biraz nazlanırsın. sonunda kalkıp gidilir. her söylenen şeyi ciddiye almak yok mu, şu sözünün eri olmak yok mu; bitirdi, yıktı beni. yaşamamaktan yoruldum.. insanın, kendisi gibi olmak istemediği zamanlar da varmış. hafiftim, güzeldim, rüya gibiydim; bakmasını bilemediler... neyse... ben yalnız kalmalıyım. başka çarem yok. korkuyoruz. düşünmekten ve sevmekten korkuyoruz. insan olmaktan korkuyoruz. benim de ölümüm

Armağan

  Seni sana anlatsam aklın almaz  Seni senden kıskanır Yıldızlar seni anlatmak için En fazla bir kaç satır  Gözlerinde ki gülüşün etti sağır Sığdıramadığımdan  Taştı etrafa Bu satırlarım Seni gözle gören Rüyada olduğunu sanır 7 kat göğün En üst katından  Ulaşılamaz armağanımsın -Ayaşık